- MECALÎ
- (Meclâ. C.) Aynalar
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
mecali (veya mecal) kalmamak — güç kalmamak, güçsüzleşmek Artık ne yürümeye ne de ayaküstünde durmaya mecali kalmıştı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
belermek — mecali kesilmek … Beypazari ağzindan sözcükler
mecal — is., li, Ar. mecāl Güç, kuvvet, derman, takat Sesini çıkarmak, bağırmak istiyor, mecal bulamıyordu. P. Safa Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mecali (veya mecal) kalmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
pusula — 1. is., İt. bussola 1) Küçük bir kâğıda yazılmış kısa mektup, tezkere ... elinde pusulasıyla bir jandarma geldi, kımıldamaya mecali olmayan Emine yi ite söve önüne kattı, şehrin dışındaki hapishaneye götürdü. R. H. Karay 2) Üzerinde alacak hesabı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedeğe almak (veya takmak) — 1) bağlayarak ardından çekip götürmek Sonra otomobili yedeğe takıp götürdüler. R. H. Karay 2) destek verip yanında yürümek, yürümesine ve hareketine yardımcı olmak Bunlardan yürümeye mecali olmayan bazılarını erkekler iki taraflarından kollarına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
MECLA — (C.: Mecâli) Ayna, mir at. * Çıkma ve görünme yeri. * Başın tepesinde kıl bitmeyen yer … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İHRİZ — Bitkin, dermansız. Kımıldanmağa ve bir şey yapmağa hâli ve mecâli olmayan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük